Federal Marshall olan Jack Carter arabasının kaza yapması sonucu haritalarda görülmeyen bu acaip
kasabaya gelir ve kasabanın şerifinin ciddi şekilde yara alması sonucu klasik bir soruşturmada
görev aldığını düşünerek olayları incelemeye başlar. Ancak kısa sürede bulduğu deliller çok çok
ileri bir teknolojinin uzay zaman sürekliliğinde kopmalar meydan getirdiğini ortaya koyacaktır.
Olayı çözmekteki başarısı ile Eurekada kalması istenir. (Arşimet suyun kaldırma gücünü bulduğunda
Buldum buldum diyerek hamamdan fırlamıştır. Oradaki buldum kelimesi Eurekadır).
Kısa sürede görecektir ki kasabada neredeyse normal insan yoktur. Çocuklar yaşlarının çok üstünde
formüller çözer. Klonlar etrafta gezer ve bir sürü yüksek teknoloji ürün günlük hayatta
kullanılmaktadır. Kısacası herkes bilimadamıdır.
Bu kasabayı 1940'lı yıllarda, atom bombasını Nazi Almanyasından kılpayı önce yapmayı başararak
savaşı kazanan ABD hükümeti kurmuştur. Amaçları gelecekte bilimde geri kalmamak için özerk ve
gizli bir yaşam alanı oluşturmaktır.
Albert Einsteinin 2. Dünya savaşı sırasında ABD Başkanı Franklin D. Roosevelte yazdığı ünlü
mektuptan yola çıkarak oluşturulmuş senaryo her bölümde bilimsel bir gizemi önümüze seriyor.
Dizinin başarısı sadece bilimsel öğeleri sunmasında yatmıyor. Ortalama bir zekaya sahip Şerif
Carterın pratik yaklaşımları, başına gelen binbir olaya karşın sakin kalışı ve biliminsanlarının
çözüme giderken izledikleri yollar, tüm bunların sıkıcı olmasını önleyen son derece komik olaylar
dizisi, kızı Zoe ile aile ilişkileri ve elbette kasaba halkının gizemlerle dolu oluşu