3. dünya savaşının yaralarını zor da olsa sarmayı bilmiş yakın geleceğin dünyasındayız.
Savaşın travmasını üzerinden atamamış olan hakim totaliter sistem, barışı korumak adına
insanların duygularını baskı altına almaktadır. Sanatsal nesneler bulundurmak ve güzel
sanatlarla iştigal etmek yasaktır. Duygu ve heyecan uyandıracak şeylerle ilgilenmek,
ölüm cezasına bile yol açabilmektedir.
Üst düzey bir güvenlik ajanı olan John Preston, kurallara karşı duranları bulup yok etmekle
görevlendirilmiştir. Kullananlarda sisteme uygun bir ruh hali yaratan Proziumu içmekten
vazgeçtiğinde, sistemin en büyük silahlarından biri olan ajan eski kimliğinden uzaklaşmaya
başlayacaktır...
Biçimsel olarak Matrixe, öyküsü ile de Fahrenheit 451e benzetilen film, karşı ütopik
bilim kurgu filmlerinin şimdilik en son örneği.
Filmleri önceki klasik yapımlarla karşılaştırmayı, ve özgün olanın altında buzağı
aramayı çok seven eleştirmenlerin ve sinemaseverlerin filmi karalama çalışmalarına
rağmen, yeni keşiflerde bulunmaya açık olanları ödüllendiren bir yapım.